SP Café Philo

SP Café Philo

12 Şubat 2016 Cuma


PARAYLA MUTLULUK OLUR MU ?

*Bence parayla mutluluk bazı konularda olur ama bazı konularda da olmaz. Örneğin aşkı parayla satın alamazsınız çünkü sevdiğiniz kişi sizi paranız yüzünden sevmeyebilir.

* Para ile mutluluk olacağını düşünmüyorum. Evet, para kişisel iştahımızı tatmin etmek için bir araç olabilir ve anlık mutluluğu getirebilir. Ancak günün sonunda mutluluğun para ile ulaşılabilir olduğuna inanmıyorum.

*Bence hepimiz parasal durumların koşullarını algılayabiliyoruz, her ne kadar onların yaşamını yaşamadığımız için varsayımsal ve eksik bilgiyle konuşsak da bunu anlayabiliyoruz ve bu yüzden paranın öneminin fazla olduğunu söyleyebiliyoruz. Fakat para ne kadar önemli olsa da ancak bir araç olabilir.

*Para ile mutluluk kesinlikle satın alınabilir fakat her şey için değil. Para ile elde edilen mutluluk , parasız elde edilen mutluluktan daha büyüktür. İnsanın yurt dışında okuma / yaşama imkanı bulması ya da değer verdiği bir materyali alabilmesi gibi. Parasız mutluluk insanın anlık mutluluğudur. Arkadaşlarıyla geçirdiği keyifli dakikalar buna örnektir.

* Mutluluk kişinin şartlarına ve alışkanlıklarına göre değişse de, bireyin var olmasını sağlayan belirli durumlar mevcuttur. Eğer ki açlık durumunki bir kişinin beslenip doyması durumunda aldığı haz mutluluk olarak değerlendirilirse, var olmak buna bağlı olarak da mutluluk paraya bağlı olur.

*Günümüz toplumunda paranın çok büyük bir yeri olduğu tartışmasız bir gerçek elbette fakat bu hayatınızı şekillendiren, hedeflerinizi yönlendiren etmenlere göre değişecektir. İyi bir eğitim, kariyer para gerektirir evet fakat kendinizle, karakterinizle, sevdiklerinizle ilgili hayal ve beklentileriniz bu yoldan geçmeyecektir. Yani para bu yolda bir araçtır ama ne yolun kendisidir ne de tek araçtır.

*Parayla mutluluk olur çünkü günümüzde insanın hedeflerine ulaşması için paraya ihtiyacı vardır ama insanın kontrol edemediği olaylar da para da işe yaramaz.

*Para ile mutluluk olur çünkü para artık hayatımızı ele geçirmiş durumda. İnsanlar aldıkları bir hediye ile bile mutlu olabiliyorlar.

L'équipe "Café Philo"



                                                  L'équipe   "Café   Philo"

     
          «Toute vie qui ne serait pas examinée  ne vaudrait  pas la peine d'être vécue.»
                                                                                                              PLATON






16 Aralık 2015 Çarşamba






                      "Qu’est-ce que le courage ?"      
Le café philosophique a pour objectif de faire aimer la philosophie, la culture du débat et de développer un esprit critique parmi les lycéens de notre école.

                         "Cesaret nedir?"
Felsefe Kahvesinin amacı, okulumuzdaki liseli gençler arasında felsefeyi sevdirmek ve tartışma kültürünü, eleştirel düşünmeyi, temellendirmeye dayalı düşünceyi yaygınlaştırmaktır. 

 “Cesaret kendine güvenmektir, her ne olursa olsun mutlaka hayatın bize öğreteceği bir olgudur. Kendine güvenen ve kendisiyle barışık olan herkes bilgisi kadar kendini savunur, cesaretini gösterir. Zaman içinde zaten hayat bize karşı koyamayacağımız olayları karşımıza sunarak cesareti öğretir.” (Özge )
 “Cesaret bana kalırsa kişinin karşısına çıkan olay, durum ve karakterlere hangi hislerle tepki verdiğine göre değişir. Yani, bir hareketin, olayın cesaret göstergesi olması kişinin karşılaştığı etkenler dahilindedir. Cesaret kişiden kişiye göre değişir.” (Deniz)
 “Cesaret her şeye ve herkese rağmen kendin olabilmek ve kalabilmektir; özgürlüktür.” (Sabrina)

10 Aralık 2015 Perşembe








  




       "Le sacrifice est-il adapté à la nature de l’homme ?"
"Pourquoi l’homme fait-il des sacrifices ? Qu’est-ce que le sacrifice vis à vis des enfants, qu’est-ce que le sacrifice dans le mariage ? Quelle est la relation entre le sacrifice et l’égoïsme ? Le sens du sacrifice est-il inné ou est-il provoqué par les valeurs égoïstes ? Y a-t-il besoin de sacrifice là où il y a égalité ? Est-ce que c’est notre environnement qui nous oriente vers le sacrifice ? A t-on le droit d’être égoïste nous mêmes ? Avec ces questions, encore une activité s’est terminée avec des questions plein la tête.

Commentaires des participants au café philosophique :
“Le sacrifice est adapté à la nature de l’homme. Les hommes sacrifient beaucoup de choses tout au long de leur vie. La relation d’une mère à son enfant, les relations dans le mariage et les amitiés reposent sur le sacrifice. Les hommes vont à la guerre pour défendre leur pays. Quant à l’égoïsme, c’est quelque chose que l’on fait que pour notre propre bénéfice. L’essence du sacrifice repose sur l’amour. Les valeurs de la société dans laquelle nous vivons nous amène à faire des sacrifices.” (Selin)
“Le sacrifice n’est pas adapté à la nature de l’homme ; parce qu’en fait le sacrifice n’est qu’une housse dont on habille le concept d’égoïsme.” (Ege)
“Le sacrifice et l’égoïsme ne sont pas des concepts différents l’un de l’autre. A la base de chaque sacrifice, il y a de l’égoïsme." (Müge)

    "Fedakarlık insan doğasına uygun mudur?"
"İnsan neden fedakarlık yapar? Çocuklara karşı fedakarlık, evlilikte fedakarlık nedir? Fedakarlık ve bencillik ilişkisi nedir? Fedakarlık doğuştan mı gelir yoksa bencil değerlerden mi kaynaklanır? Eşitliğin olduğu yerde fedakarlığa gerek var mıdır? Bizi fedakarlığa yönlendiren çevremiz midir? Kendi kendimize bencil olma hakkımız var mıdır? Bu sorularla bir etkinlik daha kafalarda sorularla bitti.

Tartışma sonrası bazı yorumlar:
“Fedakarlık insan doğasına uygundur. İnsanlar hayatları boyunca birçok şeyden fedakarlık yaparlar. Bir annenin çocuğuyla olan ilişkisi, evlilik ve arkadaşlık ilişkileri de fedakarlığa dayanır. İnsanlar vatanlarını korumak için savaşlara gider. Bencilik ise sadece kendi yararımız için yapılan bir şeydir. Fedakarlığın özü sevgiye dayanır. Yaşadığımız toplumun bize verdiği değerler fedakar olmamıza yol açar.” (Selin)
“Fedakarlık insan doğasına uygun değildir; çünkü aslında fedakarlık, bencillik kavramına giydirdiğimiz bir kılıftan ibarettir.” (Ege)
“Fedakarlıkla bencillik birbirinden farklı kavramlar değildir. Her fedakarlığın temelinde bencillik vardır." (Müge)

8 Aralık 2015 Salı



Le sujet de notre café philosophique du mois de décembre était "Le destin existe-t-il ?"
Le café philosophique a pour objectif de faire aimer la philosophie, la culture du débat et de développer un esprit critique parmi les lycéens de notre école.


       Qu'est-ce qu'un  Café  Philo? 
L’événement dit café philo ou café-philosophique a débuté pour la première fois en 1992 à Paris sous la direction de Marc Sautet et de quelques-uns de ses amis au "Café de Phares" qui se trouve sur la Place de la Bastille. Les participants s’y rendant les dimanches matins discutaient de différente(s) question(s) ensemble. Petit à petit, cet événement s’est propagé d’abord dans les villes de France puis dans 50 pays.
Le café philosophique est le lieu où on se rend pour apprendre par les autres et pour échanger afin de cultiver de nouvelles idées. Le but ici est d’interroger ses propres pensées et ses propres vérités en dialogue avec les autres participants et de développer une vision critique.
Le premier café philosophique du Lycée Sainte Pulchérie du département de philosophie avec la coopération de la médiathèque a eu lieu le 11 novembre 2013 après les cours. 13 élèves de 11ème et de 12ème ont participé à cet événement qui vise à développer la capacité de réflexion individuelle, la réflexion critique et les questionnements. Le sujet de ce premier café philosophique était "Qu’est-ce que la maison ?"






FELSEFE  KAHVESİ NEDİR?

Felsefe Kahvesi (Café philos ya da cafés-philosophique) ilk olarak 1992 yılında Marc Sautet ve birkaç arkadaşı önderliğinde Paris’te Place de la Bastille’deki "Café des Phares" de adlı kahvede başladı. Katılımcılar her hafta pazar sabahı gelip, farklı soruları ya da soruları hep birlikte tartışmaya başladılar. Zamanla Fransa’nın diğer şehirlerine, en son olarak da elli ülkeye bu etkinlik yayıldı.
Felsefe Kahvesi, başkalarından bir şeyler öğrenmek ya da kendi düşüncelerini geliştirmek için değişik sorularla düşünce alışverişi yapılan, düşüncelerin tartışıldığı bir yerdir. Buradaki tek amaç, katılımcıların diyalog içinde kendi düşüncelerini ve kendi doğrularını sorgulamaları, eleştirel bakışlarını geliştirmeleridir.